19 Aralık 2018 Çarşamba

Minimalistin Günlükleri - 1


Merhaba...

Son paylaşımdan bu yana ne kadar çok şey oldu.

Öncelikle yaşamımda çok şey değişti. Turizmciler olarak çok zor bir dönemden geçtik. Ben de turizmde yalnızca rehberliğe devam etmeye karar verdim. Kendi gezilerimi pazarlayacak ve kaliteyi her şeyin önünde gören acentelerle çalışmaya başladım.

Gazetede yazmaya da adada yaşamaya da devam. Ada bana çok iyi geliyor her anlamda ne yalan söyleyeyim!

Minimalist yaşam da süper gidiyor aslına bakacak olursanız. Kapsül gardırop sistemim tam olarak oturdu artık. Zaten iki buçuk sene olmuş. Oturmalı elbette.

Bu arada geçtiğimiz günlerde bir karar aldım. Radikal bir karar ama ben zaten hep radikal kararlar alan biri oldum ömür boyu.

Karavan almaya karar verdim.



Çocukluğumdan beri kök salmayı hiç sevmedim. Özgür bir ruhum ben. Genç kızlığım babamın muhteşem hatta dahiyane karavan fikirlerini dinlemek, yaptıklarını izlemekle ve onunla gurur duymakla geçti. Amcam ve yengemin de bir karavan serüveni vardı bir dönem ve ben de yanlarındaydım kısa süre için de olsa.

Belki şuur altıma bir şekilde yerleşmiş bir şey bu.

Hayat ne getirir ne götürür bilemiyorum ama bu konuda çok kararlıyım. Fakat bazı şeyleri çok ciddi düşünmem gerekti. Uzun zamandır kafa patlatıyorum. Çok uzunca bir süredir karavan konularıyla ilgili her şeyi ve hemen herkesi takipteyim.

Yine uzunca bir süredir kendi kendime düşünüyorum ve danışabileceğim insanlara ne istediğimi anlattım.

Vardığım sonuç da şu:

Hayatımda vazgeçemeyeceğim bazı şeyler var. Yok edemeyeceğim ve atamayacağım bazı şeyler. Bunlar bir karavanda olamazlar. Olması ya da olabilmesi için ABD'deki gibi otobüs karavan almak lazım ki benim istediğim bu değil. Bu atamayacağım ve vazgeçemeyeceğim şeyler kütüphanemin belli bir bölümü ve bazı gerçekten atamayacağım anılar.

Şeylerden vazgeçmek benim için çok kolay. Hayattan beklentilerim de belli. Rahat etmek istiyorum. Yalnız kalmak istiyorum. Yazı yazmak ve gezmek istiyorum ama bir yandan da gittiği yere kadar rehberliğimi devam ettirmek istiyorum. Mesleğimin zirvesindeyim ve bu kararları iyi düşünmek zorundaydım.



Peki ne olacak?

Öncelikle nasıl bir yaşam olmalı konusunda epeyce kafa patlattım. Tamam diyelim ki istediğim gibi bir karavanı aldım ya da yaptırdım. Ada ne olacak? Adadaki ev benim değil ama karavan yaşamına alışana kadar bir müddet daha evi kapatmamayı düşünüyorum. Bir de Selçuk Efes'te evim var. Ev oturulacak durumda ama benim evi aktive etmem lazım.

Şimdi şöyle düşündüm, karavan süreci adada geçsin. Karavan olayı kesinleşip ben onu yaşama geçirdiğim anda ya da o süreçte Selçuk meselesini de çözmek için start veririm.

Selçuk aktif hale geldiğinde de zaten neyin ne olduğu ve olacağı belli olmuş olur ve ben de adadaki evi kapatır şayet varsa Selçuk'a gidecek bir şeyler onları oraya taşırım diye düşündüm.

Gelelim şimdi nasıl bir karavan istediğime.

Bu konuda çok düşünmem gerekmedi. Çekme karavan istemediğimi biliyorum. Araçtan in, karavana bin yapmak istemiyorum. Ayrıca benim planlarıma ve yaşam tarzıma hiç uymayan bir şey. Neyse... Motokaravan bana uyan şey. Benim istediğim de o.

İlk etapta Fiat Ducato tarzı bir şeyler düşündüm, sonra Aydos Karavan'ın Matrix modeli de benim ilgimi çekti ama gözüm aslında Volkswagen'in California XXL modelinde.



Bir karavanda neler arıyorum. Elbette bazı konforları istiyorum. Sonuçta ben onu evim gibi kullanacağım. Evim olacak. Bazı gereksiz şeylerden ve gereksiz konforlardan elbette vazgeçebilirim ama öyle şeyler var ki mutlaka olmalı.

Öncelikle kesinlikle banyo ve tuvalet ayrı mekanlar olmalı. Mutfak kısmı genelde fena değil düzgün karavanların.

Karavanları ve karavan yaşamlarını incelerken bir şey dikkatimi çekti. Kimse çamaşır konusundan bahsetmiyor. Bu benim için önemli. Bir ara çamaşır makinesi olan bir karavancının videosunu izledim. Dedim tamam demek ki bir çözümü var. Sonra araştırdım ve gördüm ki meğerse ne çok karavan çamaşır makinesi çözümü varmış. Hem de gayet güzel.

Sonra ben karavanda ayakta dutabilmeliyim. Dapdaracık bir karavanın içinde boğulmak istemem. Ama sanırım bahsettiğim o beğendiğim modellerden de belli ne istediğim.



Güvenlik konusu kafamı pek kurcalamadı çünkü bu gayet iyi bir şekilde çözülüyor bugün Türkiye'de de yepyeni teknolojilerle.

Teknoloji demişken, teknolojiden de vazgeçmek gibi bir niyetim yok elbette. Karavanda internet de istiyorum, bilgisayarım da yanımda olacak, çalışmalarımın belli bölümlerini böyle yürütüyorum zaten. Televizyonum da olsun isterim belki. Tam emin değilim.

Ama en önemlisi ısınma sorunu çıkarmayacak, gerekirse güneş panelleri kullanabileceğim bir karavan olmalı.

Neyse şimdi detaylarda boğulmanın zamanı değil. 23 Şubat - 3 Mart arasında Kamp ve Karavan Fuarı var. Tam da denk geldi. Bu fuara gidip her şeyi yerinde ve tek tek inceleyip katalog almak, bilgi toplamak istiyorum. Sanıyorum karar sürecimde bu çok önemli.

Belki de bir karavan kiralayıp kısa bir deneme de yapabilirim yazın falan... Önemli bence bu.

Şimdilik fuara kadar karavan markası ve modeli konusunda atıp tutmamanın, fuarda gereken bilgileri aldıktan sonra karar vermemin gerektiğini düşünüyorum. Bakarsınız karavanı sanayide yaptırırım. Belli mi olur?

Her şeyi düşünüyorum. Maddiyat mesela. Her şey... Ufak ufak planlar yapmaya ve hayata yer açmaya başladım...

Bu günlüklerde bu süreçte yaşadıklarımı ve karavana sahip olduktan sonra da karavan yaşamını paylaşmayı planlıyorum.

Bana şans dileyin... Haydi hayırlısı dostlar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder