8 Mayıs 2016 Pazar

Neden "Kapsül Gardrop"?


Başarılı insanların kıyafetine bakmak hiç aklıma gelmemiştir oldum olası. Öyle bir ışığı vardır ki başarılı insanların, bakmazsın ne giydiklerine.

Fakat öte yandan şimdi bu işlerle ilgilendiğimden beri daha iyi görüyor ve anlıyorum ki, mesele o değil. Yani mesele bakıp bakmamak değil.

Başarılı insanların kılık kıyafet konusunda öyle kendilerine has ve güzel stilleri var ve bu o kadar kendileriyle örtüşüyor ki, o nedenle giydikleri öne çıkmıyor, doğal geliyor onlarla karşılaşana, onlara bakana…

Oysa kılığı kıyafetiyle, saçıyla başıyla öne çıkmaya çalışan kişi nasıl eğreti durur her anlamda. Kıyafet ona, o kıyafete uymaz… Bir şeyler yanlıştır, gariptir. Ya kendinizi bir mağazada hisseder ve o kişinin giydiğine bakar, güzel mi, değil mi, ben giysem olur mu, alayım mı dersiniz, ki aslında amaç biraz da budur günümüz dünyasında, ya da neden bunları giymiş ki, bu kişinin nedir özelliği diye bakarsınız. Doğruya doğru...

Peki nedir başarılı insanların sırrı biliyor musunuz?

Bir kere bu insanların hayatı karar almakla geçer, dikkat edin. Bazı hayati konularda sürekli karar almak, karar vermek zorundadırlar yaptıkları işlerde. Bu çok zor ve stresli bir şeydir. Ama bunu illa ki dünyanın en önemli işleriyle sınırlamayın. Herkesin hayatı öyle veya böyle kararlar almakla geçer. Bizlerin de. Hepimizin.

Bu başarılı insanların pek çok kişiye göre farkı sade bir yaşamı seçmeleridir. Yaşamlarını basitleştirerek, sadeleştirerek başka şeylere daha çok zaman ayırırlar.

Birkaç örnek vereyim mi?

Başkan Obama, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, Albert Einstein, Steve Jobs, sanat direktörü Martha Kahl, ünlü modacı Karl Lagerfeld. Bu liste uzar gider.



Bu listedeki isimlerin ortak noktası nedir? Hep aynı kıyafetlerle karşımıza çıkıyorlar. Yani “Kapsül Gardrop” sistemini tercih ediyorlar.

Günümüz dünyasında toplumların moda saplantısına rağmen ortaya çıkan bir akım olan “Kapsül Gardrop” sisteminin temel ilkesi 10-15 adet temel şeyleri giymek ve en ilginci de, bunu uygulayan isimler, bunu benimseyenler, bir hayat tarzı haline getirenler dikkat ederseniz hep dünyanın en iyi siyasetçileri ve girişimcileri.

Yapılan araştırmalar insanların uzun uzun düşünüp verdikleri kararların her zaman başarılı olmadığını, özellikle gün içinde çok daha önemli kararlar almak zorunda kalan insanların “bugün ne giyeceğim” sorusunu hayatlarından çıkardıkları zaman hem daha yaratıcı hem de mental olarak daha fazla alana sahip olduklarını ortaya çıkarmış.

Bu yukarıda saydığım isimlerin başarıları tartışılmaz.

Peki kendileri ne diyorlar bu duruma?

Barack Obama “Görüyorsunuz, giydiğim takım elbiseler sadece gri ve mavi. Karar vermem gereken şeylerin sayısını düşürmeye çalışıyorum. Ne yiyeceğim veya ne giyeceğim konusunda düşünüp kararlar almak istemiyorum. Çünkü bunlar dışında çok daha önemli kararlar almak zorundayım” diye açıklık getirmiş konuya.


Dünya zenginleri listesinde ilk sıraya yerleşen başarılı girişimci Zuckerberg gardrop fotoğrafıyla herkesi şaşkınlıklara düşürmüştü. 



(Açık söylemek gerekirse, ben o fotoğrafı görene kadar Zuckerberg’in giydiklerine hiç dikkat etmemiştim, ışığı ve başarısı o kadar ön planda ki, giydiğine bakmıyorsun ama stili var hatta ikonik bir stil.)

Mark Zuckerber 2014 yılında şöyle demiş: “Hayatımı sadeleştirmek istiyorum. Bu yüzden de topluma en iyi hizmeti vermek dışında olabildiğince az karar almak zorundayım. Sabahları alınmayan bir anlamsız karar bile gerçekten önemli şeyler üzerinde verilecek daha iyi kararlara yol açar.”



Sabahları alınmayan bir anlamsız karar!

Bu benim hayatıma “Kapsül Gardrop”u sokma kararı verdirten cümledir.

Daha önemli konularda daha iyi kararlar almak dedik. Pekala, devam edelim…

Bu tip konuların bizim için ne büyük bir yük olduğunu tasarruf yapana kadar anlamıyoruz. Fakat uyguladığımız anda sanki yeni bir hayata başlamış gibi oluyoruz, ne kadar çok özgürlük alanımız olduğunu fark ediyoruz. Sabahları hazırlanmanın kolaylığı, boşa harcanan zamandan tasarruf etme ve sadeliğin verimliliği anlatılamaz… Yaşanır.

Sony Music’in sanat direktörü Matilda Kahl ise bunu özellikle iş yaşamına başarıyla uygulamış ve “Sabah ne giyeceğime karar vermek zorunda olmadığım için, günün devamında stresi çok daha az hissediyorum. Bu sayede ‘Bu çok mu resmi? Gideceğim yer için bu kıyafet çok mu fazla? Elbise çok mu kısa?’ gibi soruları sorma ihtiyacı duymuyorum” diyor.



Boşa harcanan enerjiyi ortadan kaldırmak çok önemli.

21. yüzyılın başarılı İngiliz film yönetmeni Christopher Nolan da bu akıma uyanlardan ve çok uzun zaman önce her gün ne giyeceğini düşünmenin boşa harcanmış enerjiden ibaret olduğunu düşünmeye başlamış. Bu yüzden de kendisine imza niteliğinde bir kaç kıyafet seçmiş. Seçtiklerinin arasında en çok giydiği ise dar siyah pantolon üzerine mavi gömlek ve ceket, altına da her gün giyebileceği rahat bir çift ayakkabı.

Nolan için boşa harcanan enerji sadece ne giyeceğine karar vermek değil. Dolapta ne kadar çok kıyafet, Nolan için ayrıca etrafı o kadar çok düzenlemek demek.



Bu sistemi uyguladığınız andan itibaren yapılan seçimler de “muhteşem” oluyor.

Dallas’ta yaşayan blog yazarı Denaye Barahona da dağınık ve dolu gardırobunu minimal ve daha çok amaçlı hale getirenlerden. Bu değişimden önce gardırobunu bir cheesecake fabrika menüsüne benzeten Barahona, değişimden sonra ise bir çok açıdan çok sakinleştiğini, boşalttığı gardırobundaki çoğu kıyafetin artık ona yakışmadığını ve bedenlerinin uymadığını farkettiğini söylüyor. Şimdi ise kapsül gardırobu ona şık bir restoranı çağrıştırıyor ve diyor ki: “Daha az seçeneğim var ama biliyorum ki bundan sonra yapacağım her seçim üzerimde muhteşem duracak. Artık asıl mesele daha güzel görünmek değil, daha iyi hissetmek.”

Aç gözlü olmadan da modaya uyabilirsiniz.

New York’ta yaşayan yazar Alice Gregory de geçen yıl bu akıma katılanlardan. Bu değişimin aslında çok ikonik olduğunu vurguluyor. Muhteşem görünmenin ucuz ve en kolay yolunun bu olduğunu belirten Gregory, “Üniforma fikriyle seçebileceğimiz bir kaç parça kıyafet özellikle açgözlü olmamızı engelliyor. Ayrıca insanı çok daha olgun hissettiriyor” diyor. Her gün aynı kıyafeti giymeyi, romanlardaki karakterlere benzettiğine dikkat çeken Alice ayrıca “Resimli kitaplarda farketmiyoruz ama, hiçbir karakter hikaye bitene kadar kıyafetlerini değiştirmiyor. Kendinizi bir üniformaya alıştırmanızın demode bir şey olmadığını anlamamız gerek” diyor.



Yıllık gardırop harcamanızın ne kadar olduğunu hiç düşündünüz ya da oturup hesapladınız mı? Çok fazla olmasa bile ihtiyacımız olmayan o kadar çok şey alıyoruz ki, bu harcamalar rakam ne olursa olsun gereksiz harcamalar sınıfına giriyor, havaya savrulmuş para oluyor. “Kapsül Gardrop” ile yaşamak ise insanı kesinlikle gereksiz harcamalardan kurtarıyor.

“Kapsül Gardrop” uygulamasına başladıktan sonra göreceksiniz ki, daha iyi giyinmek değil, daha rahat hissetmek öne çıkacak, gardırobunuzu diyete soktuğunuz için alışverişte daha fazla düşünecek, çok daha mutlu hissedecek ve hazırlanmanın bir savaş olmadığını fark edeceksiniz.

Bu arada bahsettiğim bazı isimleri unutmadım.

Karl Lagerfeld… Siz herkesi giydiren bu adamı hiç başka kıyafetlerde gördünüz mü?



Albert Einstein ve Steve Jobs artık yaşamadıkları için onların fikirlerini almamız mümkün olmasa da başarılarının sırrı ortada.



Satın aldığımız malların içinde boğulan bir topluma dönüşmemize rağmen, insanların çoğu artık özgürlük ve iyileşme odaklı yaşıyor ve bunun için yeni yeni çözümler üretmeye çalışıyorlar.

“Kapsül Gardrop” akımı da bu sayede gelişiyor ve hayatımızın önemli bir parçası haline geliyor.

Gözünüzü korkutmasın tüm bunlar. Evet, kolay değil ama "Kapsül Gardrop" bir sistem ve bu sistemi öğrenip doğru uygulamaya başladığınızda sonuç inanın muhteşem.

2 yorum:

  1. Çok güzel anlatmışsın Bir de öğretsen tadından yenmez

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Zeynep. Evet, kişiye özel profesyonel danışmanlık veriyorum arzu edildiği takdirde...

    YanıtlaSil